Polonya’dan Torun (Collegium Medicum, Ludwika Rydygiera w Bydgoszczy) bölgesinden Nicolaus Copernicus Üniversitesi ( NCU )Eczacılık Fakültesi, Tıp(Medikal) Analizi 3. sınıf öğrencileri, fakülteyi bitirip laboratuvar uzmanı olmalarına 2 yıl kala ( 5 yıllık fakülte ) hastanemiz ( Özel Ünye Çakırtepe hastanesi ) laboratuvarında 2 ay staj yapmak için geldiler.
Polonyada Torun şehrinde NCU’de Eczacılık Fakültesinde 3 bölüm var. İlk Bölümde Eczacılık Fakültesi var ve eğitim süresi 5.5 yıl. İkinci bölümde Laboratory Medicine ( Tıbbi Laboratuvar ) bölümü var ve eğitim süresi 5 yıl. Üçüncü bölümde ise Cosmtelogoy ( Kozmetik bölümü ) bölümü var ve öğrenim süresi maksimum 3 yıldır.
NCU Laboratory Medicine ( Tıbbi Laboratuvar ) bölümünde 3. sınıfda öğrenim gören staj öğrencilerimiz, bizleri internet yolu ile araştırıp incelemişler, çok beğenmişler ve ERASMUS destekli bu iki aylık staj başvurusu için, NCU Rektörlüğü aracılığıyla ; Hastanemiz yönetimi ve Başhekimliğimiz ile tüm ön yazışmaları tamamladılar, teknik konularda mutabakata varıldıktan sonra ülkemize geldiler ve staj 1 temmuz 2024 tarihi itibarı ile başladı.
Bölgemizde bir özel hastanenin laboratuvarı yurt dışı stajı için ilk defa , yabancı bir üniversite tarafından tercih ediliyor. Bu özel hastanemiz için de, ünye için de ve Ordu için de, hatta ülkemiz için de gurur vesilesi olmuştur.
Hastanemizde öğrenim amacıyla benim gözetimimde staja başlayan Eczacılık fakültesi laboratuvar tıbbı öğrencilerinin isimleri : Karolina Korczak* Wiktoria Kalbarczyk* Malwina Kotula* Aleksandra Kopa ( Ola )* Martyna Lysikowska*
Hastanemizde eğitim görmek için, yurt dışından talep edilen staj talebi üzerine, bölgemiz ve hastanemiz için önemli olan bu durum için hastanemizde basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısına hastane yönetim kurulu başkanı Mehmet Ali DURAK ve BAŞHEKİM Uzm. Dr. Ali COŞKUN, 5 yabancı öğrenci ile birlikte ( birinin mazereti vardı, katılamadı ) katıldılar. Hastanedeki basın toplantısında, basın ve kamuoyu bilgilendirildi.
Öğrenciler basın toplantısında, 3- 4 günlük izlenimleri sonunda bile, Ünye Çakırtepe hastanesinin labortuvarında yapmak istedikleri stajın seçiminde bu hastanenin seçilmesinin ve Ünye’nin seçilmesinin en doğru kararları olduklarını anladıklarını ifade ettiler. Geçen 3-4 günde bile Çok şey öğrendiklerini ve daha da öğreneceklerini söylediler. Öğrenciler ayrıca, Ünye’nin harika bir doğaya sahip olduğunu, Şehirdeki insanların kendilerini çok sıcak karşıladıklarını, hastanedeki tüm personelin kendilerine çok yardımcı olduğunu, özellikle laboratuvar ekibinin kendilerine çok sıcak davrandıklarını söylediler. Ayrıca kendilerinin Ünyede rahat ettirilmeleri konusunda her türlü fedakarlığı yapmaktan esirgemeyen, süreci başından beri kolaylaştıran hastane yönetim kurulu başkanı Mehmet Ali DURAK’a çok teşekkür ettiler. Laboratuvar sorumlusu ve hastane Başhekimi Uzman Dr. Ali COŞKUN’a kendilerine verdiği eğitim için ve laboratuvarda tüm çalışmaları kendilerinin de deneyimlemesini sağladığı için çok teşekkür ettiler.
Mehmet Ali DURAK ve Uzm. Dr. Ali COŞKUN, basın toplantısında bu ev sahipliğinden duyduklarını memnuniyeti dile getirdiler.
Uzm. Dr. Ali COŞKUN, Yaklaşık 3000 km uzakta Polonya’da bulunan, çocuklarını özleyen ve onları merak eden öğrencilerin anne ve babalarına yönelik şu cümleyi söyledi : ” Hiç endişe duymayın, çocuklarınız 2 aylığına bizim çocuklarımız gibi, bize emanettir. Onları, sizlerin sakındığı gibi muhafaza edeceğiz. İki ayın sonunda onları daha fazla bilgiyle ve sevgimizle, sizlere göndereceğiz. Hiç endişe duymayın. ”.
Öğrencilerimiz Laboratuvarımıza ve hastanemize çok güzel bir renk kattılar. Hepsi çok iyi yetiştirilmişler, çok bilgililer, Onlarla yaptığım bilimsel ve önemli dersleri çok dikkatle dinliyorlar. Çok güzel sorular soruyorlar. Eminim iki ayın sonunda çok güzel kazanımlar elde edeceklerdir. Yine eminim ki, laboratuvar testlerinin analizini yapacakları mesleklerinde, gelecekte çok başarılı şekilde mesleklerini yapacaklardır.
Bu arada her yıl Ünye’de düzenlenen tanıtım festivali standımızı da 5 stajyer öğrencimiz ziyaret etti.
Polonya ile Ülke ilişkilerimiz’den örnekler :
İstanbuldaki Polonezköy Kalbimizde :
Polonezköy ( Adampol ) ; İstanbul’un Beykoz semtindeki en doğal köşesi. 1830 yılındaki Polonya ayaklanması sonrasında sürgünde yaşayan Prens Adam Czartoryski tarafından 1842 yılında Adampol adıyla olarak kurulmuş olan Polonezköy, kültürü ile günümüzde halen bir Polonya köyü karakterini taşıyor ve yansıtıyor.
1842 yılında Polonya devletinin , komşuları Avusturya, Rusya ve Prusya tarafından bölünerek işgal edilmesi sonrasında, Türk Devleti ( Osmanlı İmparatorluğu ) bu işgali kabul etmez ve Polonyaya her yönüyle yardım kararı alır. Polonya’nın parçalanmasını kabul etmeyen Osmanlı İmparatorluğu tarafından verilen bu destek ile İstanbul’da POLONYALILARIN YAŞAYABİLMESİ İÇİN bir KÖY kurulması kararı alınır.
1831 yılında Polonya’da bastırılan ayaklanma sonrasında çok sayıda Polonyalı siyasi Fransa ve Osmanlı İmparatorluğuna sığınır. Prens Adam Czartoryski, Polonya’nın bağımsızlığını yeniden kazanmasının, Osmanlı İmparatorluğu ile birlikte Ruslara karşı savaşarak elde edilebileceğine inanır.
Bu maksatla da 1841 yılında ünlü yazar Michal Czarkowski’yi İstanbul’a göndererek Şark Ajanlığı olarak bilinen bir Polonya temsilciliği kurdurur. Sonrasında ise Michal Czarkowski Müslüman olur ve Mehmet Sadık Paşa adını alır. 1853-1856 yılları arasındaki Kırım Savaşı’nda, Mehmet Sadık Paşa (Michal Czarkowski) önderliğinde yaklaşık 8,000 kişi ile birlikte Osmanlı İmparatorluğunun yanında savaşa giren Polonyalılara, savaş sonrasında Sultan Abdülmecit tarafından bugünkü Polonezköy’ün bulunduğu topraklara yerleşim izni verilir.
Mehmet Sadık Paşa (Michal Czarkowski), Polonyalı sığınmacılar, göçmenler ve asker aileleri için, o dönemde Çingene Konağı olarak bilinen ve 5,000 dönüm büyüklüğündeki bugünkü Polonezköy topraklarını süresiz olarak kiralar ve yerleşime açar.
Köyün ilk sakinleri olan Katolik Lazarist din adamlarının daha sonra köyü terk etmesi ile birlikte artık Polonyalı göçmenler burada yaşamaya başlar. Köyü kendi kültürleri çerçevesinde imar eden, evler ve bahçeler kuran ve buradaki verimsiz toprakları sürerek tarım yapmaya başlayan Polonyalılara sonrasında Sultan Abdülmecit tarafından vergi muafiyeti getirilir ve buraya yerleşen halk bir daha ülkelerine dönmezler.
1881 yılında Prens Adam Czartoryski tarafından satın alınan bu topraklara ve bu Polonya köyüne ilk olarak Adam’ın Tarlası manasına gelen Adampol adı verilir. Sonrasında ise Polonez Karyesi adını alır. Devlet burada yaşayan mültecilere 1894 yılında vatandaşlık belgesi verir ve 1923 yılında köye Polonezköy adı verilerek etnik bir kimlik kazandırılır.
Lehistan sefiri yoldadır… ( poseł Lechistanu jeszcze nie przybył ) :
Lehistan, 1683 II. Viyana Kuşatması sırasında , Viyana tam Osmanlı saldırısına boyun eğecekken, savunmayı güçlendirerek, Osmanlı Devletinin Viyana kuşatmasının başarısız olmasına neden olur. Bu sayede Osmanlı baskısından kurtulan Avrupa devletleri giderek zayıflayan Lehistan’ı aralarında bölüşürler. Bu tarihten itibaren Lehistan topraklarının bir bölümü 1772 yılında Rusya, Prusya ve Avusturya arasında paylaşılır. 1792 yılında ise Rusya ve Prusya tarafından bir bölüm toprakları daha işgal edilir. 24 Ekim 1795 günü Rusya, Prusya ve Avusturya üçlüsü Lehistan topraklarının tamamını aralarında paylaşarak Lehistan-Litvanya Birliği’ne son verirler. Bu durum dördüncü paylaşımdır ve 123 yıl süresince egemen olan bir devlet ( lehistan ) böylelikle tümüyle ortadan kalkmış olur. Lehistan (Polonya) ; Prusya, Avusturya ve Rusya ile girilen savaşta mağlup olur ve toprakları parçalanarak bu üç ülke tarafından işgal edilir.
Bu durumu Osmanlı Devleti, Polonya’ya yapılan hain bir saldırı olarak görür ve kabul etmek istemez. Aslında Askeri olarak da Polonya’yı bu esaretten kurtarmak istese de, Askerinin savaşlarla hırpalanmış oluşu ve 3-4 devletle savaşmasının zor olma durumu nedeniyle, askeri müdahale yapamaz. Bunun yerine diplomatik bir protesto yapar.
Polonya’nın bölünmesinden sonra, bu durumu asla kabul etmeyen Türk devleti olan Osmanlı İmparatorluğu’nun padişahı her yabancı diplomatik heyet kabulünden önce, Polonya’nın temsilcisine ayrılmış bir sandalyeyi daima boş bıraktırır, yanında tutar, seremoni sırasında ise protokol şefine gösterişli bir şekilde “Lehistan elçisi nerede?” diye sorar, karşılığında ise “sayın Lehistan elçisi henüz gelmedi, yoldadır Sultanım” yanıtlarını alırmış.
Bu protesto, diğer devletlere Lehistan’ın işgalinin kabul edilmediğini ve bir gün Lehistan’ın yeniden bağımsızlığına kavuşarak sefirinin bu törene katılacağına inanıldığını gösterir.
Hatta Türk Devletinin bu diplomatik protestosu, Osmanlı Sadrazamlarının yabancı elçilikleri kabul ettikleri yıllık davetlerde Rusya, Avusturya ve Prusya elçilerine her defasında “Lehistanlı meslektaşınız nerede? Aranızda göremiyorum!” sorusunu yöneltmesiyle de devam edermiş. Lehistan’ın paylaşılmasına yönelik gösterilen bu diplomatik protesto tam 127 yıl sürmüş, I. Dünya Savaşı sonunda Polonya yeniden kuruluncaya kadar devam etmiştir.
Lehler, Türklerin bu davranışını hiçbir zaman unutmazlar ve anlamlı bir cevabı 1 Mayıs 2004 günü Dublin’de yapılan Polonya’nın Avrupa Birliği’ne katılış töreninde verirler, televizyonlarda canlı olarak da yayınlanmıştır. Dönemin Polonya Cumhurbaşkanı Aleksander Kwaśniewski kürsüye çıktı ve ilk sözü; “İşte Lehistan Elçisi geldi!” oldu.