Covid -19 pandemisi ve Hekimlerin çalışma koşulları hakkında 20.08.2020 tarihli Basın Açıklaması :

Covid -19 pandemisi bütün ağırlığıyla devam ediyor !  

Hekimler ve Sağlık Çalışanlarının Enerjisi, Morali ve Sabrı her geçen gün tükeniyor…

Hekimlerin ve Sağlık çalışanlarının görevi hastaları tedavi etmek, toplumu ise hastalıklardan korumaktır. Toplumumuzu ve Sağlık sitemimizi esastan etkileyen COVID – 19 gibi yoğun ve riskli dönemlerde hastalıkla mücadele etmek, bedeli ne olursa olsun bizlerin Kamusal, mesleki ve hepsinden önemlisi etik sorumluluğumuzdur.

Hekimlik mesleğine adım attığımız ilk andan itibaren asla bırakmadığımız mesleki ve toplumsal sorumluluk bilinci, üzerimizden çıkarmadığımız beyaz önlüğümüz gibi, varlık sebebimiz, yaşam tarzımız olmuştur.

Bilindiği gibi olağan sağlık hizmetlerinin sunulduğu dönemlerdeki hekimlerimizin üzerindeki performans ( döner sermaye ) baskısı, hekim emeğinin SABİM-CİMER şikayet hatlarına yapılan başvurularla değersizleştirilmesi, morallerinin bozulması, hekimlerin zaten mevcut ağır yük altında olmaları yetmezmiş gibi, giderek artan pandemi vakalarının sayıları ile ayrıca virüs yükünün de üzerlerine binmesi sonucu tablo hekimler açısından yıpratmaktan öte tüketici bir hal almıştır. Hele bu duruma toplumun da pandemi korunma tedbirlerine defalarca yazılı ve görsel medyada, sosyal platformlarda anlatılmasına rağmen tam uymaması, keyfi davranmada ısrar etmesi, hekimlere binen iş yükünü daha da artırmıştır.

Merkez Konsey Türk Tabipler Birliği ve Ordu Tabipler Odası olarak israrlı talebimiz : COVID-19 pandemisinin zayıflatılamadığı ve yaygınlaşma eğiliminin arttığı bu dönemde öncelikli olarak hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu boğucu ortamın görülmesi ve artık nefes alamayacak hale geldiklerinin, tükendiklerinin farkına varılmasıdır.

COVID – 19 gibi son derece ciddi bir pandemiyle mücadele herşeyin normal, olağan kabul edildiği, hekimlerin insanüstü gayret göstererek taşıdığı bu yüklerin farkına bile varılmamasıyla, hekimlerin ve sağlık çalışanların görmezden gelinmesiyle sürdürülemez.

Hekimler için alkışların yerini malesef artık hüzün almıştır, uzun süredir onlarca meslektaşımızın covid – 19 hastalık haberini hatta vefat haberini üzülerek alıyoruz. Kardeşimiz dediğimiz meslekdaşlarımız arkalarına bile dönüp bakamadan canlarını veriyorlar, bu güzel toplum şifa bulsun diye. Pandemi’de hastasına şifa dağıtırken kendi canını veren, görev yaparken ölen meslektaşlarımıza şehitlik payesi verilmesi gerekirken, meslek hastalığı nedeniyle ölüm bile denmemektedir, sıradan bir ölüm olarak kabul edilmektedirler. Bu haksızlıktır.

Mehmetçiğimizin güzel Vatanımızı korurken yediği düşman kurşunu ile şehit olması ne demekse, hekimlerimizin de güzel insanımızı korurken yakalandığı covid -19 nedeniyle vefat etmesi de aynı anlamı taşımalıdır.

Koşulların pandemiye uygun olarak çok daha fazla iyileştirilmesi gerekmektedir. Hele bütün bunların üzerine eşitlik, adalet anlayışından uzak, uygunsuz istihdamlar sonucu çekilen sahadaki personel yetersizlikleri, daha fazla mağduriyetler ortaya çıkarmaktadır.

Hekimlerimizin daha önce hiç olmadığı kadar yoğunlukta, geleceğe dair kaygılarının bu günlerde tırmanması, sesini duyuramayan ya da artık umudunu yitiren hekimlerin emeklilik ya da istifa sayısındaki artış özellikle  Sağlık Bakanlığımız tarafından dikkate alınmalı ve ciddiyetle önemsenmelidir. Gelinen nokta’da aylardır özveriyle çalışan ve mesleklerindeki en verimli çağında olan hekimlerin, emeklilik ya da istifa noktasına gelmesinde sorumluluğun çoğu, empati ve çözüm yeteneği olmayan yanlış tasarlanmış sağlık uygulamalarında değil midir ?

Emekli olmak isteyen ya da istifa etmek isteyen hekim kardeşimize dur denilmeli ve eksiklikleri giderilmelidir. Çünkü biz hekimler bir ömrümüzü insan hayatına adamışızdır, gönlümüz kolay alınır.

Türk Tabipler Birliği’ne bağlı Ordu Tabipler Odası olarak bu en zor günlerde meslektaşlarımızı görevlerinde her zaman olduğu gibi fedakarca çalışmaya devam etmelerini, emeklilik düşünmemelerini ve istifa etmemelerini, ama bunun yanında da Sağlık Bakanlığımızın ve Türkiye Büyük Millet Meclisimizin çatısı altında görev ayapan toplumun değerli vekillerinin de, ülkemizin gözbebeği  hekimlerimizi artık cezalandıran değil, morallendiren, geleceğe ümitle bakmasını sağlayan, ödüllendiren yasaları fiili olarak ivedilikle çıkarmalarını, durumun ciddiyetinin farkına varmalarını talep ediyoruz.

Pandemiye karşı içinde yaşadığımız toplumun hayatlarını korumak için en ön saflarda mücadeleyi yürüten ve kendi ailesini düşünmeden, ölümü düşünmeden cesaretle görev yapan biz hekimler, bizlere güven veren, geleceğe dair kaygılarımızı azaltan, her hekimi ve sağlık çalışanını pamuklar içinde koruyan, bize karşı yapılan şiddeti vaat  olarak değil fiili olarak caydıran, çalışma ortamımızın koşullarını iyileştiren, koruyucu ekipmanların eksiksiz ve zamanında verilmesini temin eden, maddi ve manevi desteği artık sözlerle değil, fiili olarak tüm hekimlere gösteren bir Sağlık yönetimi istiyoruz.

Öncelikle bilinmelidir ki, her dönemde ama özellikle COVID 19 pandemisi döneminde sağlık hizmeti için sunulan emeğin hiçbir maddi karşılığı yoktur. Evde çocuğunu bırakarak, ya da hastalığı anne ve babasına bulaştırma endişesini her gün artan yoğunlukta bir streste taşıyan ve COVID 19 pandemisinde görev alan hekimin ücreti ölçülemez ve ödenemez. Ama ödenemez olması, Sağlık Bakanlığımızın bu konuda çaba göstermesini engellememelidir.

O nedenle bütün çalışanların ekonomik kriz ve pandemi dikkate alınarak maaşlarında artış yapılması talebiyle beraber, ama öncelikle hekimlerin performans dahil hiçbir önkoşul ve sınırlamaya tabi kılınmadan, emekliliğe de yansıyan, yeni bir maaş ayarlanmasının yapılması, hiç olmazsa emekliliğinde rahat bir yaşam sürmek hakkının hekimlere sunulması son derece öncelikli talebimizdir. Bu gerçekleşinceye kadar mevcut döner sermaye ödemelerinin salgın bitimine kadar tavandan ödenmesini, Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışırken, COVID-19 hastalığına yakalanarak çalışamayan hekimlerimizin mağduriyetlerinin ivedilikle giderilmesini talep ediyoruz.

Pandeminin hız kazandığı bu günlerde veri şeffaflığı hayati öneme haizdir. Doğru bilgi paylaşımı hem salgınla mücadelenin planlamasında hem de toplum farkındalığının sağlanması için vazgeçilmezdir. Hastalanan kişi sayısının daha da artması durumunda şehrimizdeki hastane alt yapısının ve hatta belki de ilaç stokunun yetersiz kalması riski ile karşı karşıya kalacağımız ihtimaldir. Böylesi bir ortamda sayısı azalmış, moralsiz ve yorgun sağlık ordusu bir de bu sorunlarla boğuşmak zorunda bırakılmamalıdır.Toplum sağlığı için derhal gerekli önlemler alınmalıdır.

Biz hekimler ve sağlık çalışanları bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da işimizi severek ve onurla yapmaya devam edeceğiz. Ülkemizin  yaşadığı onlarca  olağandışı durumda mesleğimizin doğasında yer alan fedakarlığı ve özveriyi yerine getirmeyi başarmış bir mesleğin mensuplarıyız. Bu doğrultuda  Türk Tabipler Birliği’ne bağlı Ordu Tabipler Odası olarak güzel Ülkemizin yöneticilerine diyoruz ki : Bu ülkenin gözbebeği hekimlerimizi ve sağlık çalışanlarımızı koruyamazsanız, maddi ve manevi desteği sağlayamazsanız, onların kaygı ve patlama noktasına gelen tepkilerini anlayamazsanız, onlara rahat çalışma ortamları sağlayamazsanız, toplumun sağlığını da  tehlikeye atarsınız. Saygılarımızla arz ederiz. 20.08.2020

Her türlü salgında ve toplum sağlığını ilgilendiren her konuda, Devletimizin ve halkımızın önünde gerekirse yine canlarımızı siper ederek çalışacak hekim ve sağlık çalışanları adına,

Ordu Tabipler Odası Yönetim Kurulu adına

Uzm. Dr. Ali COŞKUN

Başkan