POTASYUM

Serum potasyum konsantrasyonu ( 3.5 – 5 mmol / L ) klinik olarak çok önem arzetmektedir. Hücre içinin hakim katyonudur. Serumda potasyum konsantrasyonunun 2.5 mmol/L ‘nin altında olması veya 6 mmol /L’nin üzerinde olması çok tehlike arzeder. Şiddetli hiperkalemi’nin olduğu Renal Yetmezlik’de potasyum idrara yeterince sekrete edilemez. Hipokalemi ise genellikle aşırı kayıp nedeniyledir. Bu kayıp en çok % 90 idrar yolu ile ve gastrointestinal yolla, postoperatif cerrahi drenajlar yolu ile olmaktadır. Potasyumun kayıpları, bazen de serum seviyelerinde meydana gelen artışları, kalpte tehlikeli durumlara neden olabilir, bu durumların tanısına EKG de yardımcı olmaktadır.

Şekil 71 : Hipokalemi ve Hiperkalemi’de EKG değişiklikleri.

Potasyum tıpkı fosfat gibi, hücre içine hakimdir. Yemekten sonra postprandial ( 2 saat sonra ) olarak potasyum düzeyi yenen gıdalardan gelen potasyum ve fosfat etkisiyle en az % 5, fosfat ise daha fazla oranda artar. Diğer elektrolitler, akut yenen gıdalardan etkilenmezlerken, sebze ağırlıklı beslenenlerde, yeşil yapraklarda bol bulunan magnezyum’un plazma düzeyleri artmaktadır.

Çok idmanlı olmayan bir kişide Egzersiz,  potasyum’un kas hücresinden  salınarak venöz kana geçişini ortalama 1 mmol/L olarak artırır. Oysa idmanlı ve devamlı spor yapan kişilerde, Na-K ATP’az pompalarının sentezi arttığı için, sayıları da artmıştır ve böylece egzersizlerde kas hücrelerinden oluşan potasyum kayıpları, bu pompalarla kompanse edilirler. Dolayısıyla sporu yaşamın bir parçası olarak hayatlarına sokmuş kişilerde, egzersiz’e bağlı potasyum artışı yaşanmaz. Plazmadaki potasyum düzeyleri günün hareketli saatlerinde yani gündüz en yüksek düzeylerde bulunurken, istirahat saatleri olan akşam ve gece saatlerinde en düşük seviyelerde bulunur. Bu değişiklik bir sirkadyen değişikliktir.

Şekil 72 : Meyan kökü etkileri.

Meyan bitkisi ( Glycyrrhiza Glabra ) kökünden tatlandırıcı olarak kola’da, öksürük şuruplarında kullanılan özüt elde edilir. Yaklaşık 1 metre toprak üstünde yeşil yaprakları ve mor renkli çiçeği olan, 1 metre de toprak altında kökü olan meyan bitkisinde kökde bulunan Glycyrrhizinik asit, 11 beta hidroksi steroid dehidrogenaz ( 11 beta OH-steroid DHGZ ) üzerine inhibitör etki yapamaktadır. Böylece kortizol’ün kortizon’a değişimi durur. Böylece mineralokortikoid etki daha belirgin olarak ortaya çıkar. Böylece meyan kökü içimi sonucu vücutta sodyum tutulur, potasyum atılır. Hipertansiyona zemin hazırlanır, hipokalemi görülür.