RAMAZAN AYINDAN ÇIKARKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ ?

RAMAZAN AYI ayların sultanı, dinimize göre en faydalı ay. Hem sağlık açısından faydalı hem de maneviyatta yükselebilme imkanı açısından faydalı. İşin maneviyat ölçüsünü değerli din hocalarımıza bırakalım, onlar izah etmişlerdir veya eksik olan yerleri de tamamlayacaklardır. Biz konuyu sağlık yönünden ele alalım.

Normal günlerde her türlü gıdayı, vakitli vakitsiz alan bedenimiz, bu gıdalarla vücudumuza ağır bir yük almakta, vücudumuzdaki hücreleri bu ağır yük ile meşgul etmektedir. Böyle olunca vücudumuzdaki hücreler günlük bu ağır yiyecek yükü ile uğraş vermekte, hatta bazı asli fonksiyonlarını ertelemekte veya layıkıyla yerine getirememekte, hatta enfeksiyonlarla bile yeterince savaşma odaklanmasını yapamamaktadır. Ramazan ayı orucu tam da bu imdada yetişir.

Ramazan ayında Oruç tutanlar için çok önemli bir iç organ tatili olmaktadır. Günün uzun bir diliminde yaklaşık 16-17 saat insanlar Rableri razı olsun diye yemek yiyememiş, su içememişlerdir. Böyle olunca da tüm organlar ve başta mide – barsak sistemi olmak üzere iyice dinlenmişlerdir. Onarmaları gereken hücreler var ise bu arada onları onarmışlar, boş yere enerji harcamamışlar, tasarruf etmeyi öğrenmişlerdir. Bağışıklık hücreleri, lökositler dinlenip gelecek aylar için güç toplamışlardır. Hatta Ramazan ayında tüm vücut hücreleri asli fonksiyonlarına daha iyi odaklanabilmişlerdir.

Sözgelimi normal zamanda ( Oruç ayı dışında ) vakitli vakitsiz yediğimiz gıdalar mide’ye gelince, mide organı’nın bu yiyecekleri sindirmek için enerjiye ihtiyacı vardır, o nedenle kalp daha fazla çalışır, mideye gelen kan artar, gereken enerji sağlanır, gıdaların bir kısmı kan dolaşımına   emilir, oradan bir kısmı karaciğere gider, bir kısmı böbrek yoluyla atılır. Yani aldığımız bir gıda, en az 3- 4 organı ilk etapta yormaya başlar. Böylece bu organların hücreleri devamlı bu işle meşgul olurlar, o anda belki hücrelerinde arızalı olan bir yeri onaracaklardır, tam onaramazlar, yeterince odaklanamazlar. Daha sonra buna iştirak eden organ sayısı da yani hücre sayısı da artar.

Şöyle düşünün evinizin temizliğini yaparken, bir arkadaşınız sizi ziyarete geliyor, arkadaşınızla meşgul olursanız evinizde temizlik olmaz, arkadaşınızın yanında da temizli,k yapmaya kalksanız temizliğe tam odaklanamazsınız, temizlik eksik olur. Burada bütün mesele o anda sizin temizliğe ihtiyacınız var mı yok mu ?

İşte bu nedenle normal öğünlerde hücreler besin alımının miktar ve peryoduna bağlı olarak tam dinlenemeyebilir. O halde Oruç tam da bu durumların ilacıdır.Oruç sağlığımız için ve gelecek aylar için çok faydalı bir yenilenme olur.

Bu faydalı yemek düzenini ( Oruç ) geride bırakırken, neler yaparsak daha doğru olur ?

Eğer herhangi bir rahatsızlığımız yok ise ve tabi ki doktorumuza da danışıp onun da onayını alırsak, en sağlıklı beslenme günde 2 öğün yemektir.

Sabah erken bir kahvaltı ve akşam yemeği kişiyi zinde tutar. Bu şekilde Ramazan orucundan çıkışımız aniden olmaz ve alıştıra alıştıra olur. Bu vücudumuz için olumludur. Çorba mutlaka öğünlerimizde olmalı, tereyağı yerine zeytinyağı mutfağımıza girmelidir. Kızartmalar terk edilmelidir.

Bol su içmek çok önemlidir. Su’yu susamadan içmeliyiz. Su, tüm hücrelerimizi yıkamakta, temizlemektedir. Eğer suyu eksik içersek hücrelerimiz temizlenemez.

Vücut ağırlığımızın her 10 kg’ı için 1.5 bardak su içilmesi sağlığımız için çok faydalıdır. Bu iyi ve yeterli bir ölçüdür. Bu ölçüyü gün içine yaymalıyız. Örneğin 90 kg ağırlığı olan bir birey toplamda 9×1.5 =13.5 ( yaklaşık 14 bardak ) su içmelidir. Bunun dağılımını da gün içinde yaparsak : Sabah öğle arası 6 bardak, öğle akşam arası 6  bardak, yatarken de 2 bardak su içmemiz çok faydalı olacaktır.

Bir önemli nokta da hareket etmemizin şart olduğudur. Yürüyüş en iyi hareketdir. Herkes kendi hekimine, hergün ne kadar mesafe, ne şiddette, ne kadar zaman yürümesi gerektiğini sorsun, aldığı cevaba göre de hareketlenmeye başlasın.