Hilal-i Ahmer ( KIZILAY ) , Türk’ün Sağlık Markası

Hilal-i Ahmer, yani Kızılay bu topraklarda doğan ve Tüm Dünya’da sevgi ve saygı uyandıran, her dilde umudun ve yardımın karşılığı olan, Türk’ün Sağlık Markası’dır.                                                                         Hilal-i Ahmer yani KIZILAY fikri, SAVAŞ ALANINDA YARALANAN YA DA HASTALANAN ASKERLERE HİÇBİR AYRIM GÖZETMEKSİZİN YARDIM ETMEK ARZUSUNDAN DOĞMUŞTUR.

Atatürk'ün Kızılay'ı - Verda Özer

Sultan Abdülaziz devrinde 11 Haziran 1868 tarihinde Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla bu günkü kızılay’ın ilk çekirdeği atılmıştır.
1877’de adı “Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti” olmuştur.
1923’de “Türkiye Hilali Ahmer Cemiyeti”,
1935’te “Türkiye Kızılay Cemiyeti” ve
1947’de “Türkiye Kızılay Derneği” adını almıştır. Hilal-i Ahmer adını KIZILAY‘a çeviren de Atatürk‘dür.  Bilindiği gibi Osmanlıca Ahmer, kızıl demektir, Hilal de ay demektir.

Türk Kızılayı’nın kurucularından ve ilk Genel Başkanı Dr Marko Paşa (Markos Apostolidis 1824-1888), Rum asıllı bir Osmanlı hekimidir. İkinci Mahmut tarafından açılan Mekteb-i Şahaneyi bitirdi.İyi bir hekim olmasından ötürü Mirlivalığa(Tuğgeneral) yükseltilen ilk hekim olma hakkını kazandı.1861’de Sultan Abdülaziz’in hekimbaşılığına getirildi.1870 yılında Tıbbiyey-i Şahane Nazırlığı’na (Tıp Fakültesi Dekanı) atandığında Ferik (Korgeneral) rütbesindeydi.1878’de Jön Türk ihtilalından sonra Sultan II. Abdülhamit kendisini Meclis-i Ayan (Senato) üyeliğine getirdi.
Marko Paşa, Dr.Abdullah Bey ve Kırımlı Dr.Aziz Bey’in teşebbüsleriyle 66 azadan oluşan heyet  Asker, Hasta ve Yaralılara İmdat ve Yardım Derneği’ni 11 Haziran 1868 yılında kurdu.Böylece ilk başkanlığa Marko Paşa’nın, Genel Sekreterliğine Dr.Abdullah Bey’in getirildiği daha sonra adı Hilal-i Ahmer olan Kızılay’ın kuruluşu tamamlanmış oldu.

Kızılay’ın simgesi, beyaz zemin üzerinde karşıdan bakarken sola doğru açık kırmızı “ay” dır. Yalnız önemli bir ayrıntı : Kızılay bayrağında “ay”ın açık yüzü bayrak direğinin tersine doğrudur.

Kızılay ‘ın simgesi olan beyaz bayrak üzerindeki ters kırmızı hilal, Devletler Hukuku’nun ilgi hükümleri gereğince, savaş zamanında silahlı kuvvetlerin sağlık servisleri ile o hükümlerin belirlediği kişi ve kuruluşlar için “koruyucu ve belirtici işaret” olarak kabul edilmiştir. Bunlar dışında kalan hiçbir kişi, kurul ve kurum, savaşta tarafsızlık ve dokunulmazlık timsali olan bu işareti kullanamaz.

Kızılay savaşların şefkat yüzüdür, yaraları sarmalar, üstelik bunu yaparken dost düşman ayırt etmeksizin yapar.  Osmanlı- Rus Savaşı’nın olduğu 1876 yılından 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar her savaşımızda, Türkiye’nin taraf olduğu tüm savaşlarda, cephe gerisinde kurduğu seyyar ve sabit hastaneler,hasta taşıma servisleri,donattığı hastane gemileri, yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hasta bakıcılar aracılığıyla savaş alanında yaralanan ya da hastalanan on binlerce Mehmetçik’in olduğu kadar, dost ve düşman askerinin de bakım ve tedavisine yardımcı olmuş, Türk olsun düşman olsun savaş esirlerine gereken insancıl yardımları yapmış; savaştan etkilenen sivil halkın bakımı ve korunması için çaba göstermiş bu anlamda tüm dünyanın saygısını kazanmış dev bir Türk markasıdır.

Meşrutiyetin ilanından sonra ( 1876 ) İstanbul’da görülen büyük kolera salgınından ( 1893 ) bu yana, yurdumuzda ortaya çıkan deprem, sel, heyelan gibi doğal afetlerde felaketzedelerin bakımını, barınağı ve beslenmelerini sağlamış, yetinmemiş tüm dünyada uluslararası yardım faaliyetlerine katılmış; hemşirelik eğitimi, ilkyardım ve kanla ilgili hizmetler alanında tüm dünyaya öncülük yapmış, korunmaya gereksinen pek çok vatandaşımıza gereken sosyal yardım ve hizmetleri sunmuştur. Alanında rakipsizdir.

Kızılay’ın amacı, her nerede görülür ise , hiçbir ayrım yapmaksızın insanın acısını önlemeye veya hafifletmeye çalışmak, insanın hayatını ve sağlığını korumak, onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı getirmeye uğraşmaktır. Kızılay ihtiyaç anında dayanışmanın,ıstırap anında eşitliğin, savaşın en kızgın anında insancıllığın, tarafsızlığın ve barışın simgesidir.

Kızılay, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Topluluğu’nun temel ilkelerini paylaşır. Bunlar; insanlık,ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık,hayır kurumu niteliği, birlik ve evrensellik ilkeleridir. Kızılay, tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tâbi, kâr amacı gütmeyen, yardım ve hizmetleri karşılıksız olan ve kamu yararına çalışan bir gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur. Kızılay’ın teşkilatı, Genel merkez ve şubelerden oluşur. Kızılay’ın Genel Müdürlük teşkilatı dışında kalan bütün kademelerindeki görevler fahridir.

Kızılay, dünyanın neresinde olursa olsun başlarına bir felaket geldiğinde yolu gözlenen bir kurumdur. Son yıllarda hristiyan ülkeleri bile kızılhaç’tan önce yanıbaşlarında kızılayı görmektedirler. Bu da Kızılay’a tüm dünyanın saygı göstermesine ve güven duymasına neden olmuştur.

Kızılayımız böylesine güzel faaliyetlerde bulunurken, tek kaynağı ve ürünü olan kan bağışı devamlı stoklanmalıdır. Bunun için de her sağlıklı insan mutad aralıklarla kızılay’a kan vermeye gitmeli, bu gayet konforlu ve steril ortamda 15 dakika sürecek bu işlem için biribirlerini de ikna etmelidirler. Ülke hepimizin, kızılay ise en önemli marka değerlerimizdendir. O halde gelin yarın bir arkadaşımızı da ikna edelim, kızılayımıza kan vermeye gidelim. Hele covid – 19 geçirmiş ve iyileşmiş kardeşlerimiz’in immün plazmaları çok kıymetli, corona hastalarına şifa olabilirler. Hastane başhekimleri aracılığıyla her ildeki tabip odaları her hastanede covid – 19 geçirmiş personeli immün plazma vermek için toplu bir organizasuyon ile kızılay kan merkezlerine kan bağışı yaptırmaya gönüllü yapabilir. Sadece harekete geçmek yeterli. İnsan hayatı kurtarılacak, değmez mi ?

( Yazının hazırlanmasında Kızılay’ın web sitesindeki tarihçeden de yararlanılmıştır. )