Türklerin Kullandığı Takvimler :

Türkler tarih boyunca hem kendi yaptıkları takvimleri, hem de başka uluslardan öğrendikleri takvimleri kullanmışlardır. Türklerin bu seçimlerinde, inanç değişiklikleri, kültürel gelişmeler, hatta stratejik ve ekonomik kaygılar nedeniyle diğer devletlerle ilişkilerini kolaylaştırma düşünceleri de etkili olmuştur.

12 Hayvanlı Türk Takvimi : 

Türklerin kullandıkları en eski ve ilk takvimdir. İslam öncesi Türk Devletlerinde kullanılmıştır. Güneş yılını baz alır. Bu takvim 12 yıllık olarak düzenlenmiştir ve her 12 yıl bitince birinci yıldan yeniden başlar. Her yıl için bir hayvan adı verilmiştir. Bir yıl 365 gün 5 saat olarak hesaplanmıştır ve bir yılda 12 ay olarak düzenlenmiştir.

Bu ayları şu şekilde tanımlayabiliriz : 1. Sıçgan (Fare), 2. Ud (Sığır), 3. Bars (Pars), 4. Tabışgan (Tavşan), 5. Lu (Ejder), 6. Ilan (Yılan), 7. Yunt (At), 8. Koy (Koyun), 9. Biçin (Maymun), 10. Taguk (Tavuk), 11. İt (köpek), 12. Tonguz (Domuz)’dur.

Hicri (Kameri) Takvim :

Türkler İslamiyet’i kabul ettikten sonra kullanmaya başlamışlardır. Ay yılı baz alınır. Bir yıl 354 gün veya 355 gün olup, on iki aydan oluşur. Hz. Muhammed’in (sav) Mekke’den Medine’ye Hicret ettiği Miladi 622 yılı bu takvimin başlangıcıdır. İslam tarihinde Hz. Ömer’den itibaren kullanılmaya başlandı. Ülkemizde 1 Ocak 1926’da yürürlükten kaldırılsa da günümüzde dini bayram, mevlitler gibi kutsal dini günlerde yine de bu takvimi kullanmaktayız.

Hicrî takvimالتقويم الهجريat-taqwīm al-hijrī), Son peygamberimiz Hazreti Muhammed’in ( SAV ) Mekke’den Medine’ye hicretini başlangıç yılı (1. yıl) kabul eden ve Ay’ın Dünya çevresinde dolanımını esas alan bir takvimdir.  Muharrem ayı takvimin başlangıç günü ya da ayıdır ama bu Hicret’in olduğu ay değildir.

Hicrî takvim, Hazreti Ömer ( R.A.)’nın halifeliği zamanında Hicretten 17 sene sonra, yani Miladi olarak 639’da, toplanan bir meclis tarafından Hazreti Ali ( R.A.)’nın önerisiyle, Hicretin gerçekleştiği yıl 1 kabul edilerek oluşturulmuştur. Bundan önce yıllar rakamla değil o yıl gerçekleşen önemli olayların isimleriyle anılmakta idi. Örneğin: Fil senesi, Fil senesinden iki sonraki sene, Kabe’nin tamirinin yapıldığı tamir senesi, sel senesi gibi.

Hicri takvim de , Hicri Şemsi Takvim ve Hicri Kameri Takvim ( En çok bu kullanılır, miladi takvimle arasında 33 yılda 1 yıl fark eder )olmak üzere ikiye ayrılır.

Haram ayları”  : İslam öncesi Arap toplumunda kullanılan ve  savaşmanın yasak kabul edildiği  Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, Receb aylarıdır. Müslümanlar ayların isimleri için İslam öncesi hangi isimleri kullanıyorlarsa geleneği bozmamışlar, islam sonrası da kullanmaya devam etmişlerdir. Eğer bu barış aylarında ( Haram aylarda ) savaş olursa, yasak çiğnendiği için ” Ficar savaşları ” denirdi.

İslamda da haram aylar korunmuş ve Hac haram aylardan olan Zilhicce ayında yapılmıştır. Ömer zamanında hicri takvime geçilmesi ve nesi ( her 3 yılda bir 1 ay eklenmesi ) uygulamasına da son verilmesi ile, İslamda kutsal aylar (recep, şaban, ramazan, muharrem gibi) her yıl 11 gün önce gelerek yılın her mevsimine uğramaktadır. Kuran’da da haram aylardan bahsedilir.

Hicri takvimde 12 ay bulunmaktadır. Hicri takvimi Ay’ın ( Kamer’in )döngüsüne göre hesaplandığı için, güneş döngüsüne bağlı Miladi takvimden yaklaşık 10 gün kısadır. Bu da yıllar geçtikçe Hicri takvimin farklı mevsimlere rast gelmesine neden olmaktadır.

Birinci ay : Muharrem ayı , haram aydır, mübarek aydır. İkinci ay : Safer ayı, savaş için evlerin boş bırakıldığı aydır. Üçüncü ay : Rebbiülevvel, ilkbahar. Dördüncü ay : Rebbiülahir, son bahar. Beşinci ay : Cemaziyelevvel, ilk çorak toprak veya ilk don. Altıncı ay : Cemaziyelahir, son çorak toprak veya son don. Yedinci ay : Recep , saygı, ikinci mübarek ay. Sekizinci ay : Şaban, su bulmak için dağınılan, yayılan aydır. Dokuzuncu ay : Ramazan, yanma – sıcak olma, oruç ayı en saygın aydır. Onuncu ay : Şevval, yükselmiş, gebe dişi develer kuyruklarını kaldırırlar. Onbirinci ay : Zilkade, Barış ayıdır, üçüncü mübarek aydır. On ikinci ay : Zilhicce, Hac ayıdır, dördüncü ve son mübarek aydır.

Celali Takvimi : 

Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah döneminde hazırlandı. Melikşah’ın ilk adından dolayı Bu takvime Celali takvimi denmiştir. Güneş yılı esaslıdır. Bir yıl 365 gün, 6 saat olarak hesaplanmıştır. Başlangıç tarihi 1079’dur. Bu takvimin yılbaşı günü 21 Mart yani nevruz günüdür.

Celali Takvimi ya da Hicri Şemsi takvimi, güneş yılı esasına göredir, Ömer Hayyam  başkanlığındaki bir kurul düzenlenmiş ve Büyük Selçuklu Hükümdarı Celaliddevlet MELİKŞAH ‘a sunmuştur ve 1079 yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Bu takvimde 9 Ramazan 471 ( Miladi 15 Mart 1079) yılına rastlayan NEVRUZ yılbaşı olarak, HİCRET yılı da başlangıç noktası olarak kabul edilmiştir. Babür imparatorluğu da bir dönem Celali Takvimi’ni kullanmıştır. Celali Takvimi sadece tarım gibi ekonomik işlerin düzenlenmesinde kullanılmış, normal hayatta HİCRİ TAKVİM kullanılmaya devam edilmiştir. 

Rumi Takvim : 

Rumi takvim de islami bir takvimdir. Güneş yılını esas alır. Rumi takvim 622 tarihinde gerçekleşen Hicreti başlangıç kabul eder. Hicri ile Miladi takvimin sentezi olan bu takvim Osmanlı Devletinde resmi ve mali işlerin daha iyi yürütülmesi ve Avrupa ile uyum sağlanabilmesi amacıyla 1676’dan itibaren uygulandı. 1839 yılında resmen uygulanmaya kondu. Rumi yılda Mart ayı yılbaşıdır. 1926’da Miladi takvim kabul edilmesine rağmen 1982 yılına kadar Mali yılbaşı Mart ayı olmuştur.

Rumi takvimde yıl içindeki ayların isimleri yılbaşından sırasıyla : Mart, nisan, mayıs, haziran, temmuz, ağustos, eylül, teşrinievvel, teşrinisani, kânunuevvel, kanunusani ve şubat aylarından oluşmaktadır.

Miladi yıl ile Rumi yıl arasında 584 yıllık sabit bir fark vardır. Osmanlı İmparatorluğu bu takvimi güneş yılına göre düzenlemelerine rağmen, hicri 1255 yılında başlattılar. Hicri takvim, 1255 yılını gösterdiği zaman miladi yıl, 1839’du. Bu nedenle Rumi takvim, Miladi takvime göre 584 yıl daha geridir.

Tanzimat Dönemi’ne kadar Osmanlı Devleti’nde Hicrî takvim her sahada resmi takvim olarak kullanılıyordu. Yılbaşı 1 Muharrem’di. TANZİMAT DÖNEMİ’nde, 13 Mart 1840 Miladi tarihi, 1 Mart 1256 Cuma günü olarak Rumi takvimin yılbaşı kabul edildi. Bu tarihten sonra çift takvim uygulaması başladı, aynı anda hem HİCRİ TAKVİM hem de RUMİ TAKVİM 1870 miladi yılına kadar birlikte uygulandı. Hicri takvim ay yılına göre, Rumi takvim ise güneş yılı esaslı hesaplandığı için, Hicri takvimde senenin son günü rumi takvimin çakışan senesinden her yıl 11 gün daha geriye düşüyordu. İkililiğin önlenmesi için o tarihten sonra artık sadece Rumi takvim kullanılmaya başlandı. Rumi takvim, Batının kullandığı Gregoryen Miladi takviminden 13 gün gerideydi. Rumi ile miladi arasında -her iki takvim de güneş yılı esasına göre düzenlendiği için- aradaki 13 günlük fark sabitti, böylece Hicri takvimin aksine mevsimlerin hep aynı aylara denk gelmesi temin edilmiş oldu, yıl farkı da takvimin başladığı zamanki fark olan 584 yıla sabitlenmiş oldu.

Miladi Takvim :

Güneş yılı esasına dayanır. İlk kez Mısır’da kullanılmıştır. Romalı devlet adamı Jul Sezar ve Papa XIII. Gregoryen tarafından düzenlenip bugünkü şekline getirildi. 4 Ekim 1582’de kabul edilmiştir. Değişik tarihlerde önce Avrupa kıtasında daha sonra diğer ülkelerde de yayılmıştır.

Gregoryen takvim oluşturulurken Jülyen takvimine 10 gün ilave edilmiştir ( Jül SEZAR tarafından M.Ö. 46 yılında kabul edilen ve batı dünyasında 16. yüzyıla kadar kullanılan takvimdir. Daha sonra yerini Gregoryen takvimi  almıştır. ) ; 5 Ekim Cuma günü, 15 Ekim Cuma olarak kabul edilmiştir. 1752’de kabul eden ülkeler ise 11 gün ilave etmek durumunda kalmışlardır.

Milat “Doğum” demektir. Hz. İsa’nın doğumunu sıfır kabul eder ve zamanı bu olayla başlatır. Hz. İsa’nın doğumundan öncesine Milattan Önce ( M.Ö), sonrasına ise Milattan sonra (M.S) denir. Bir yıl 12 aydan oluşur. Bir yıl 365 gün 6 saattir. Ülkemizde 1 Ocak 1926 tarihinden itibaren uygulanmaya başlandı.

Gregoryen takvim, günümüze kadar kullanılan takvimler içinde en az hatalı olanıdır (365 gün 5 saat 49 dakika 12 saniye). Gregoryen takvimde ortalama bir yıl 365.2425 gündür ve gerçek ekinoks yılı uzunluğuna oldukça yakındır.