Türk Sultanı Nûreddin Mahmud Zengî ( Selahaddin Eyyubi’nin hazırlayıcısı )

Nûreddin Mahmud Zengî (نور الدين محمود زنگي, Şubat 1118’de MUSUL’da doğdu- Mayıs 1174’de ŞAM’da vefat etti), NMZ, Büyük Selçuklu Devletinin Halep Atabeyi’dir. Türk’tür. Zengi Hanedanındandır. Babası ( I. İmâdüddin Zengî )1146 yılında ölünce Halep ve çevresinin yönetimini devraldı, Ağabeyi Seyfettin Gazi de MUSUL Atabeyi oldu, 1150 yılında ise Türkiye Selçuklu Sultanı 1. Rükneddin MESUD’un kızıyla evlendi. Oğuzların Avşar boyundandır.

I. ve II. Haçlı seferleri arası Anadolu, Suriye ve Filistin.

I. İmâdüddin Zengî , 1144’te URFA ‘yı fethetti ve  Birinci HAÇLI SEFERİ sonunda kurulan  URFA KONTLUĞUNA ‘na son verdi. Bu zafer Haçlılara karşı kazanılmış ilk önemli başarıdır. Urfa’nın kaybedilmesi üzerine Avrupa  İKİNCİ HAÇLI SEFERİNE hazırlanmıştır. Orta Çağ İslam dünyasının en büyük simalarından olan TÜRK Sultanı Nûreddin Mahmud Zengî, babasından devraldığı  HAÇLILAR ile mücadelesinde ağabeyi ve Musul Atabeyi Seyfettin Gazi‘yle sürdürmüş fakat ne yazık ki 1148’de ağabeyi vefat etmiştir.  Seyfettin Gazi’nin ölümünden sonra  yerine geçen küçük kardeşi Kudbeddin MEVDUD da aynı yolda savaşa devam etmiştir. Birlikte hareket eden kardeşler, Haçlılara karşı İSLAM cephesini birleştirmişler, II. Haçlı seferine büyük darbeler vurmuşlardır. Zengîlerin bu fedakarlıkları sonucu Haçlılar daha fazla ilerleme imkânı bulamayarak sahil şeridine sıkışıp kalmışlardır.

Yukarı Mezopotamya, Güneydoğu Anadolu ve Suriye’yi 1153 yılına gelindiğinde tek hakimiyet altında toplayarak sultanlığını ilan eden Nûreddin Mahmud Zengi’nin ünü çok arttı.

N.Mahmud Zengî, Mısır’daki  FATIMİ HALİFESİ’nin Haçlılar ile işbirliğinde istekli olması  nedeni ile bu işe mani olmak için,  ŞİRKUH ve Şirkuh’un yeğeni  SELAHADDİN EYYUBİ ’yi  MISIR’a göndermiş ve Fatımilerin Haçlılarla işbirliğine girmelerinin önüne geçmiştir ve dolayısıyla Mısır’ın Kudüs Krallığı’nın kontrolüne girmesinin önünü kapamış, daha sonrasında da İslam dünyasında ikiliğe ve fitneye sebep olan Fatımi Halifeliği’nin 1171’de yıkılmasını sağlayarak, Selçukluların hayalinin yani İslam birliğinin gerçekleşmesine önayak olmuştur. Selahaddin Eyyubi, Nûreddin Zengî’nin ölümüne kadar Mısır’da naiplik yapmış ve O’nun emirleri dışına çıkmamıştır.

Şam’daki mezarı

ADİL HÜKÜMDAR olarak anılan Nûreddin Mahmud ZENGİ, 1173’te MARAŞ ve GÖKSUN’u Anadolu Selçuklularından aldı, ancak II. KILIÇ ARSLAN ile anlaşarak şehirleri geri teslim etti. Nûreddin 1174’te ŞAM’da boğaz iltihabından öldü.

Yerine oğlu İSMAİL geçti. Bu dönemde SELAHADDİN EYYUBİ ülke topraklarını yavaş yavaş ele geçirmeye başladı. Selahaddin ile mücadele eden ZENGİ DEVLETİ başarılı olamadı. İsmail, hastalanınca ülkesinin Musul hakimi İzzeddin Mesud’a verilmesini vasiyet etti, 1181’de ölünce de Halep kolu sona erdi.

Zengîler, Oğuzların AVŞAR BOYUNDAN gelmektedir. Zengî devleti dağılınca buradan göç eden bir kısım Avşar boyları KARAMANOĞULLARI BEYLİĞİNİ kurmuşlardır.

Nûreddin Mahmud Zengî, Uygulamış olduğu usta siyaset sayesinde Müslümanların birliğini sağlamış ve sonradan komutanlarından SELAHADDİN EYYUBİ, KUDÜS’ün Fethi’ni gerçekleştirmiştir.

Nûreddin öğrenime çok önem verdi. Birçok şehirlerinde öğrenim kurumları kurdu. İlk Hadis üniversitesini yani Darul Hadis’i O kurdurdu, kurdurduğu rasathanede güneş saati yaptırdı. Komutanlarına özel önem vermiş ve başta Selahaddin olmak üzere onları gerek kumandanlık ve gerekse siyaset konusunda yetiştirdi. Öldüğünde kendisi tarafından yaptırılan Şam’daki Nuriye Medresesi’ne defnedildi. Şam’da yaptırdığı büyük hastane, devrin en ünlü  hekimlerinin hizmet verdiği bir sağlık müessesesiydi.