Zayıflamak İsteyene Nutuk Çekmeyin !

Özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan insanlarda obezitenin aşırı artışı nedeniyle, Amerikadaki hekimler obeziteye ” obezite salgını ” betimlemesini yapmışlardır. Tedavi edilmesi gereken en önemli salgınların başında olarak gördükleri obezitede yeni teknikler uygulamaktadırlar. Obezite tedavisinde kalıcı sonuçlar genellikle belirsizdir ve hastalar genellikle onlarca yıldır kilo verme ve geri alma kısır döngüsüne yakalanmıştır. Son zamanlarda kiloları uzak tutmak için yeni bir can simidi olan glukagon benzeri peptit-1 reseptör agonistleri (GLP-1’ler, semaglutid’ler) devreye girer. GLP-1 agonistlerinin özellikle de Amerika’da obeziteyi tedavi etmede oldukça etkili oldukları kanıtlanmış olsa da, hastaların toplam kilolarının %22’sine kadar kilo vermelerine yardımcı olsalar da, bulmacanın yalnızca bir parçasıdırlar, psikolojik faktörlere bir destekleri olmayabilir ve biyoloji ve çevre gibi diğer katkıda bulunan faktörleri ele almazlar. Genel olarak tüm hastalarda motivasyonel hasta görüşmesi ile önlem alınmaz ise geri dönüşüm kaçınılmazdır. Yani psikolojik destek ve moral desteği şarttır. Ama bu motivasyonu nutuk çekme ile ya da korkutucu sert konuşma ile asla karıştırmayın.

Kuzey Carolina, Durham’daki Duke Kanser Enstitüsü’nde Nüfus Bilimleri Bölümü yardımcı direktörü ve nüfus sağlığı bilimleri profesörü olan Dr. Kathryn Ilonka Pollak‘a göre ” obezite salgınının ” temel nedenlerinden biri, olan davranış değişikliğini ele almadan yani psikolojik faktörleri gözardı ederek sadece bedenin tedavisiyle uğraşma yanlışlığına düşmeleridir .

Dr. Pollak, birçok klinisyen, “İstemeden damgalayıcı yorumlar yapıyorlar veya damgalayıcı bir dil kullanarak hastaları motive etmeye çalışıyorlar” dedi.

İşte bu noktada motivasyonel hasta görüşmesi (MHG) veya hasta merkezli danışmanlık (hastayı merkeze alan ve sorumluluk sahibi kılan bir teknik) kalıcı bir dönüşüm sağlayabilir.

Tüm mesele ” Senaryoyu Tersine Çevirmek

Portland, Oregon merkezli araştırmacı ve Motivasyonel Hasta Görüşmesi Eğitmenler Ağı ( MHGEA, MINT) üyesi Carol DeFrancesco, RD, “Asıl hedef, insanlarla konuşurken, kendi motivasyonlarını ve bağlılıklarını güçlendirmek için, değişim ve büyüme hakkında özellikle konuşmak; hastaların gerçekten sahip oldukları yetenekleri görmek ve öz yeterliliklerini desteklemektir” diyor. Daha da önemlisi : “Bu, esasen çok dikkatli bir dinleme (yani, ilgili ve düşünceli dinleme) ile şefkat ve saygının bir araya getirilmesi ve hastanın endişelerini, hedeflerini ve isteklerini ve bunlar hakkında, kilo vermek hakkında özellikle de ne yapmak istediğinin ortaya çıkarılması gereklidir ” vurgusu yapılmıştır.

Obezite tıbbı uzmanı ve Needham, Massachusetts ve Dallas merkezli birincil bakım/metabolik sağlık organizasyonu Knownwell Health’in kurucu ortağı ve baş tıbbi sorumlusu Dr. Angela Fitch, “En önemli şey hasta ile işbirlikçi bir ilişki kurmak ve (tedavi perspektifinden doğru cevabın ne olduğunu bilmemize rağmen) ona nutuk çekmek yerine, onun onayını almaya çalışmaktır” diye ekledi. Bu temel yaklaşım prensibi olmalıdır.

Bu amaçla, Chicago’daki Northwestern Üniversitesi Tıp ve Tıp Eğitimi Bölümlerinde obezite tıbbı uzmanı ve profesör olan Dr. Robert Kushner, ilk adımın dikkatli (veya düşünceli) dinleme olduğunu söylüyor.

Kushner, üzerinde çalıştığı bir araştırma projesini hatırladı; bir hasta kilo vermesi gerektiğini söyledi. Duraksadı ve sonra hastaya kilo vermenin 1-10 arası bir ölçekte ne kadar önemli olduğunu sordu. İronik bir şekilde, hasta “o kadar önemli değil” diye cevapladı.

Konuyu daha da ileri götürerek hastaya bu kopukluğu hatırlattı ve sonunda hasta önemli olanın güçlü ve formda olmak, böylece oyun oynayabilmek ve çocuklarıyla ilgilenebilmek olduğunu söyledi.

Kushner, “Amaç, birisi için neyin önemli olduğunu öğrenmek ve ardından hastanın kendisini değişime ikna etmesine izin vermektir” dedi. (Bu kavram resmi olarak değişim konuşması olarak bilinir.)

Bu hasta için görülüyor ki, önemli olan kilo değil, obezite değil, çocuklarıyla ilgilenmek. Hatta sağlığını korumak için  ” başka neler önemli? diye sormamız lazım. Bu, hastanın yapmak isteyeceği değişimin nedenini ifade etmesi için yeterli veri  sağlarken, doktorun da bu nedene dayanmasını sağlar.

Açık uçlu sorular sormak (ki bunlar genellikle verimli kabul edilmez) da önemlidir.

Kushner, hastalarınıza “Nasılsın? Kilo vermene ne engel oluyor? Ne gibi zorluklar yaşıyorsun (örneğin, ilaçlar, kişisel hedeflere ve değerlere ulaşma) diye sorun” dedi.

Doktorlar ayrıca verimlilik amacıyla sorunun kapsamını daraltabilirler. “Bana nasıl hissettiğini söyle” demek yerine, ”Son 2 aydır GLP-1 kullanıyorsun. Daha iyi hissediyor musun? Bana X kilo vermiş olmanın nasıl bir şey olduğunu söyle” diyebilirler.

Çok iyi gidiyor gibi görünüyorsun” ve “Tebrikler” gibi basit olumlamalar ve tam başarı sağlanamadığı durumlarda bile “Bunun senin için zor olduğunu görebiliyorum, arkadaşların kadar kilo veremiyorsun, bunun nasıl bir his olduğunu anlıyorum” gibi yorumlarla empati göstermek de hastanın öz yeterliliğini desteklemede önemli bir rol oynar.

Sonuç olarak, Motivasyonel Hasta Görüşmesi, hasta ile ve başarı ile aranızdaki duvarları ve sayıları ortadan kaldırmayı ve kilo kaybının hasta için ne anlama geldiğinin özüne inmeyi gerektirir.

Kushner,Her bir hasta için her bir bileşeni kullanmak zorunda değilsiniz,” diye tavsiyede bulundu. ” Bu, hastaya göre çıkarıp kullandığınız bir beceri kutusu, örneğin, bir hastayla daha fazla empati, ikinci bir hastayla daha fazla yansıma ve bir diğeriyle öz yeterliliği destekleyebilirsiniz.”

Motivasyonel Hasta Görüşmesi ‘nin tıp pratiğine de neşeyi geri getirebileceği ortaya çıktı.

New York City’deki Albert Einstein Tıp Fakültesi‘ne bağlı Montefiore Tıp Merkezi’nde Aile ve Sosyal Tıp Profesörü ve Toplum ve Nüfus Sağlığı Ofisi Direktörü olan Dr. Damara Gutnick, “Bir tekniği diğerine serpiştirmenin dönüşümsel olduğunu” söyledi.

Motivasyonel Hasta Görüşmesi Eğitmenler Ağı üyesi olan Gutnick, “Elektronik sağlık kayıtlarına geçiş yapıyorduk ve gerçekten tükenmiştim; hastayla çok fazla vakit geçiremiyordum. Kendimi yüceltilmiş bir sekreter gibi hissediyordum ve her zaman bitkindim – bugün çoğu sağlık hizmeti sağlayıcısının olduğu gibi.” dedi.

Gutnick, “Motivasyonel görüşmeyi öğrendiğimde, tüm pratiğim değişti ve işime tekrar neşe getirdi, işimi daha güzel ve coşkulu heyecanla yapmaya başladım” dedi.

Gutnick, Hasta Görüşmesi modeline geçerek, hastanın geri çekilmesine, bezginliğine, diyeti bırakmasına son verdiğini de özellikle rapor etti. Bu şekilde hastalarıyla gerçek bağlar kurmasını sağladı. Bu durumun, GLP-1 kullanan hastalar için, kalıcı kilo kaybına da  yol açabileceği belirtilmiştir.

Gutnick, Motivasyonel Hasta Görüşmesi ile hastayla güreşmek yerine onunla dans ediyorsunuz” dedi.

Kaynak : Medscape Medical News, Liz Scherer, January 30, 2025; Is Motivational Interviewing Key to Sustaining Weight Loss?