Dr Tarık Nusret olabilir misiniz ?

Dr Tarık Nusret olabilir misiniz ?
Gerçek bir hekim, adalet timsali, dürüstlük abidesi, gerçek bir kahraman.
Okurken utanacağınız, kendi kendinizi içten içe sorgulayacağınız bir hikayesi vardır, ibret dolu , acı dolu, ama mutlaka bilinmesi gereken.


Çanakkale savaşında Aslan yürekli hekimlerdendi.
Çanakkale Savaşında siperlerin gerisinden devamlı  yaralı askerleri taşıyordu sıhhiye, sahra sıhhiye çadırına, askerlerin ve hekimlerin en çok ihtiyaç duyduğu ilaç   “morfin“di.
Ama malesef morfin kıttı. Hekimler de  yaralı askerlere ağrı kesici bulmakta zorlanıyorlardı, çünkü çok az ilaç vardı. Bu yüzden bir nöbet tutuluyordu.


Hastaların ameliyatı için hazırlanan çadırın önüne bir masa kurulmuştu, triaj masası, yani ayırım masası.
Sedye ile gelen her yaralı, burada masaya koyuluyordu. Doktorun elinde enjektör, enjektörün içinde ağrı kesici.
Hekim masaya yatırılan yaralı askere ilk muayeneyi yapıyordu ve yaşama olasılığı olan, ameliyat edilmesi halinde yaşayacağına inandıkları askerlere ağrı kesiciyi yapıyordu. Yaşayamayacağına inandığına yapmıyordu. Oysa hepsinin ağrısı vardı ama mecburdu, çünkü şansı yüksek olan ameliyata girecekti.

İşte buradaki hekimin işi çok ağır ve zordu. Buradaki hekim, duygusal karar vermemek için yaralıların yüzüne, gözlerine asla bakmamakta, iyileşme şansı yüksek olan yaralılara ağrı kesici yapmakta, diğerlerine yapmama kararını vermekteydi.

Dr Tarık Nusret, işte böyle ağır bir yük alında idi. Triaj yapma işi onda idi. Tam o sırada Dr Tarık Nusret’in önüne ağır yaralı bir asker getirilir.
Yaralının ağır yaralarına bakan doktor, askerin iyileşemeyeceğini öngörür ve ona ağrı kesiciyi yapmaz, yüzüne de bakmaz, gözüne de bakmaz, ama kulakları o sırada bir ses duyar, yaralıdan gelir bu ses, inilti tarzında bir ses…
Baba!
Herkesin gözü doktora çevrilir, yaralar içinde kıvranan asker doktorun Çanakkale cephesindeki öz oğludur. Doktor Tarık Nusret, buna rağmen yine ağrı kesiciyi oğluna yapmaz ve nitekim bir kaç saat sonra da oğlu şehit olur, şehadete giderken ağrı içinde gitmiştir kimbilir ?


Doktor da olsa etten kemikten olan Tarık Nusret, şehit olan oğlunun cansız bedenine sarılır, gözünden yaşlar gelir ve der ki :  “Affet oğlum, o senin hakkın değildi.”

Şimdi başlıktaki soruyu tekrar kendinize sorun bakalım. Sonra etrafınıza bir bakın, insanların 3 kuruşluk yalan dünya menfaati için nasıl alçaldıklarını düşünün.
İşte bu topraklar, hakkı olmadığı için tek bir ağrı kesiciyi bile oğlundan esirgeyen, o güzel ve büyük insanlar tarafından vatan yapılmıştır, onların yüzü suyu hürmetine belki de başımıza taşlar yağmıyor.

Çanakkale savaşı topyekün milletle, iman dolu göğüsle kazanılan bir savaştır,  top tüfek kar etmemiştir, bu kutsal savaşı kazandığımız en önemli anlardan bir de hiç şüphesiz , Doktor Tarık Nusret’in hakkı olmadığı için öz oğluna dahi ağrı kesici yapmadığı o an’dır.
Tarihin kutsal sayfalarında yerlerini almış tüm kahramanlarımıza sonsuz saygıyla, minnetle.

Ne dersiniz, Dr Tarık Nusret olabilir misiniz ?