COVID-19 vücudun birçok organını etkiler.

COVID-19 vücudun birçok organını etkiler.

Kanadalı tıp araştırmacıları 2020 yılında, vücutta tansiyonu yükseltici hormonun ( anjiyotensin ) hücrelerde bağlandığı kapı olan ACE2 reseptörü‘nün, COVID-19’un da hücrelere girmesine izin veren giriş kapısı olduğunu ve böylece belirli endokrin ( hormon )  bezlerini, bu virüs tarafından işlevsel bozulmaya veya yıkıma duyarlı hale getirdiğini bildirdiler.

Endokrin ( Hormon ) sistemi, çeşitli endokrin bezlerinde anjiyotensin dönüştürücü enzim 2 (ACE2) reseptörünün olması nedeniyle özellikle savunmasızdır.

Pandeminin başlarında, diyabetli kişilerin daha şiddetli semptomlar yaşadığı ve komplikasyon ve hatta ölüm için daha büyük risk altında olduğu ortaya çıktı.

2022 yılının 21 Mart’ında The Lancet Diabetes & Endocrinology tıp dergisinde yayınlanan daha yeni bir çalışmada, COVID-19’un, diyabet riskini 1 yılda yaklaşık %40 oranında önemli ölçüde artırdığını bildirdi.

Hastalık hakkında daha fazla şey öğrendikçe, çok sayıda rapor COVID-19’un tiroid, hipofiz ve gonadlar gibi diğer endokrin( hormon ) bezleri üzerindeki etkisini de ortaya çıkardı.

Diyabet ve COVID-19 Hastaları, Daha Yüksek Risk Altında

COVID ile enfeksiyon sırasında diyabet tanısının varlığından bağımsız olarak, hastaneye yatış sırasındaki hipergliseminin, bireyleri artan hastalık şiddeti ve mortaliteye büyük ölçüde yatkın hale getirdiğini bulmuştur.

Buna göre  anlık bir hiperglisemi ( kan şekerinin yüksekliği ) bile, covid 19 hastalığın şiddetini ve ölüm riskini artırmaktadır.

Bir başka önemli araştırma, diyabetli kişilerin COVID-19 ile hastaneye yatırılma olasılığının 2-3 kat daha fazla olduğunu ve ölüm oranının diyabeti olmayan kişilerin iki katı olduğunu buldu.

COVID-19’u olan diyabetli kişilerin, aşırı hiperglisemi ( kan şekerinin yüksekliği ) geliştirme eğiliminde olduğu görülmüştür.

İnsülin kullanan hastalar arasında COVID-19, insülin gereksinimlerinde hızla ilerleyen bir artışı ve şiddetli insülin direncini tetikledi.

Kötü metabolik kontrol ile enfeksiyonun şiddeti arasında bir ilişki var gibi görünse de, hastaneye başvuru sırasındaki hiperglisemi düzeyi, HbA1c ( üç aylık şeker takibi ) düzeylerinden daha önemli bir risk faktörüdür.

Tıp Otoriteleri, COVID-19’un özellikle çocuklarda yeni başlayan diyabeti tetikleyip tetikleyemeyeceği konusunda da kararsız kalmışlardır.

CoviDIAB terimi yeni ortaya atılmış, yeni başlayan, COVID-19 ile ilişkili diyabetin kapsamını ve özelliklerini belirlemeyi amaçlamaktadır.

Tiroid Bozukluğu ve COVID-19

Birçok vaka serisinde COVID ile ilişkili subakut tiroidit , tirotoksikoz bildirilmiştir. Hastalar, COVID-19’dan bazen haftalar sonra, düşük tiroid uyarıcı hormon ( TSH ) ve yüksek serbest T4 seviyeleri ile başvurdular.

Subakut tiroiditin, genel olarak viral enfeksiyonlardan kaynaklandığı bilinmesine rağmen, COVID-19 hastalarında görülen daha yüksek insidans, bunun doğrudan hücresel hasar ve enfeksiyon sırasında abartılı inflamatuar yanıtın bir kombinasyonuna bağlı olabileceğini düşündürmektedir. Mevcut kanıtlar, covid 19 enfeksiyonun akut fazından sonra tiroid fonksiyon bozukluğunun normale döndüğünü göstermektedir.

Muhtemelen COVID-19 ile ilişkili olduğu bildirilen diğer tiroid rahatsızlıkları arasında Graves hastalığının nüksetmesi veya enfeksiyondan 6-8 hafta sonra başlaması yer alır.

Daha az sıklıkla enfeksiyona bağlı hipotiroidizm bildirilmiştir. Bir noktayı belirtmekte fayda var : Önceden var olan otoimmün tiroid hastalığı, hastaları COVID-19’a karşı daha savunmasız hale getirmiyor gibi görünmektedir.

COVID-19 Üreme Organlarını Etkiler

Testislerdeki Leydig hücreleri, ACE2 reseptörlerini eksprese eder ve bu nedenle COVID-19’dan zarar görmesine duyarlı olabilir.

Bir çalışma, enfekte erkeklerin %10’una kadarının akut atak sırasında testis ağrısı yaşayabileceğini ve başka bir çalışma, enfeksiyondan sonraki bir aya kadar %20’sinin orşit geliştirdiğini buldu. Erektil disfonksiyon, daha önce enfekte olmuş hastalarda daha sık görülür.

1031 İrlandalı kadınla yapılan bir ankette, neredeyse yarısı COVID-19’dan sonra sık adet düzensizliği yaşadı; ancak virüsün yumurtalık hormonlarını etkilediğine dair net bir kanıt yoktur.

Hipofiz Apopleksi ve COVID-19

 Hipofiz bezi, ACE2 reseptörünün diğer bazı endokrin bezlerinden daha düşük ekspresyonunu gösterir. Bununla birlikte, COVID-19’un akut fazı sırasında hipofiz apopleksi oluşumu hakkında birkaç vaka raporu yayınlanmıştır. Bu hastaların çoğunda hamilelik ve önceden var olan makroadenom veya mikroadenomlar gibi başka predispozan faktörler vardı; bununla birlikte, diğer çalışmalarda hiçbir risk faktörü bulunmamıştır. 

COVID, apopleksi için bir risk faktörü olan protrombotik bir durumu hızlandırabilir.

 Adrenal Yetmezlik ve COVID-19

 COVID-19 ile hastaneye yatırılan hastalarda standart tedavi olarak glukokortikoidlerin sık kullanımı sekonder adrenal yetmezliğe neden olabilir. Bunun ötesinde, birkaç yeni başlangıçlı primer adrenal yetmezlik vakası bildirilmiştir.

 Akut COVID sırasında adrenal enfarktüs vakaları bildirilmiş olsa da, COVID-19 ile ilgili olmayan diğer altta yatan koşullar da predispozan faktörler olabilir.

 DİKKAT !

Endokrin bezleri, vücuttaki fizyolojik süreçleri etkilerler. Bu bezlerin COVID-19’a karşı savunmasızlığı, hastalık süresince izlememiz gereken bir dizi belirti ve semptom olarak ortaya çıkabilir.