ÇAĞIMIZIN İLACI ” SAFRAN ”

Safran yani CROCUS SATİVUS,  IRIDACEAE yani süsengiller familyasından, sonbaharda çiçek açan, 20–30 cm boyunda, çiğdem ( Çiğdem = CROCUS ) cinsinden soğanlı bir kültür bitkisidir ve bu bitkiden elde edilen baharattır.

 

Bitkinin yaprakları ŞERİTİMSİDİR. Mor çiçekleri vardır. Safran bitkisi kurutularak özellikle gıda boyası ve tat verici olarak kullanılır ve daha çok İspanya, Fransa, İtalya ve İran’da yetiştirilir. Türkiye’de ise safran Safranbolu’da üretilmektedir.

Ağırlığına göre dünyanın en pahalı baharatıdır. (bir gramı en az 5 € ). Safranın anavatanı Güneybatı Asya’dır. Toplam 1 kilogram safran en az 150.000 çiçekten ( 40 gün, gece gündüz ancak toplanır, bir futbol sahası kadar alanda yetişir ) çıkarılabilir. Kendi ağırlığının 100.000 katı suyu sarı renge boyar.

 

Safran baharatının keskin bir TADI ve İYOTSU kokusunun nedeni bileşiminde bulunan PİKROKROSİN ( böcek öldürücü özelliği de vardır ) ve SAFRANAL ( uçucu kısmın % 70’i ), içine atıldığı Yemekleri  ve suyu sarı renge boyamasının nedeni ise içindeki, α-KROSİN ( karotenoit, safran’ın en az %10’unu oluşturur ) adı verilen bir boya maddesidir. Safran tıpta da kullanılır.

Safran kelimesi Arapça sarı renk anlamına gelen asfar (أَصْفَر) kelimesinden türetilmiştir.

Safran 150’den fazla uçucu ve aroma taşıyan bileşik içerir ( zeaksantin, likopen, α- ve β-karoten ve diğer karotenoidlerdir ).

Zeaksantin, insan gözünde retinada doğal olarak bulunan birkaç karotenoitten birisidir.

Kuru safran pH değişmelerine karşı çok hassastır ve ışık ile oksitlendirici etmenlerin etkisiyle kimyasal olarak hemen parçalanır. Atmosferdeki oksijen ile temasını minimize etmek için hava geçirmez kaplarda saklanmalıdır. Safran ısıya karşı biraz daha dayanıklıdır.

Safrandan bahseden ilk doküman MÖ 7. Yüzyılda Asurlular dönemindedir. Bundan sonra, 4000 yıl boyunca safranın 90 kadar hastalığın tedavisinde kullanıldığına dair tarihsel dokümantasyon vardır.

Pahalı olan Safranın yerine genellikle aspir (Carthamus tinctorius, “Portekiz safranı” ya da “yalancı safran“) veya zerdeçal (Curcuma longa) kullanılır.

Dünya çapındaki safran üretimi yıllık 300 ton civarındadır. Sırasıyla İran, İspanya, Hindistan, Yunanistan, Azerbaycan, Fas, ve İtalya önemli ölçüde safran üretir.

 

İtalya’nın Abruzzo bölgesinde, L’Aquila‘da Navelli Vadisi’nde sekiz hektarlık bir alanda yetiştirilen “Aquila” safranı (zafferano dell’Aquila), en yüksek oranda safranal ve krosin içerir,yoğun rengiyle en üst kalite safrandan sayılır.

İtalya’da en önemli safran üretimi Sardunya adasında yapılır. İtalya genelindeki safran üretiminin %60’ı bu bölgeden sağlanır.

Keşmir’de de en iyi kalitede koyu renkli safran üretilir, fiyatı çok yüksektir. Hindistan’ın ihracat yasağı nedeniyle bu safranın fiyatı daha da yükselir. İran safranı ise düşük kalitededir.

Safran , antioksidan özelliği nedeniyle solunum rahatsızlıklarına iyi gelir. Depresyon, kaygı , hafıza kaybı ve nörolojik hastalıklara karşı koruma sağlar. C vitamini, magnezyum, demir, potasyum yönünden zengin olan safran aynı zamanda kan şekeri seviyesini de düzenler.

Safran’ın antioksidan Etkisi çok önemlidir.

 Safran, krosin, krosetin, safranal ve kaempferol gibi antioksidan görevi gören bitki bileşikler bakımından zengindir. Bilindiği gibi antioksidanlar, tüm hücreleri oksidatif strese karşı korumaya yardımcı olurlar.

Krosin ve krosetin ( karotenoid pigmentlerdir ) ve safranın kırmızı renginden sorumludur. Bu maddeler de antidepresan özelliklere sahip olmakla birlikte, beyin hücrelerini ilerleyici hasara
karşı koruyabilir, iltihabı iyileştirebilir, iştahı azaltabilir ve kilo kaybına yardımcı olabilirler.

Kaempferol, meyve ve sebzelerde bulunan bir polifenol antioksidandır. Birçok çalışma, diyetteki kaempferolün kronik hastalıklardaki ve özellikle antikanserojendir, antioksidandır.

Kaempferol, kanser hücresi büyümesini ve anjiyogenezi inhibe eder ve kanser hücresi apoptozunu indükler.

Görme uzmanı safran !

Yaşlanmaya bağlı makula dejenerasyonunda, Safran düzenli tüketilmesi görme yeteneğini artırabilir.Çünkü serbest radikal hasarına karşı koruma sağladığı ( antioksidan ) görülmüştür. Göz tansiyonu üzerinde iyileştirici etkilidir.
Retinal fonksiyonlarında artış görülmüştür (Jabbarpoor Bonyadi, 2014).

Alzheimer düşmanı Safran !

 Safran’ın antioksidan özellikleri, Alzheimer hastalığı olan yetişkinlerde bilişsel faaliyetleri geliştirebilir.

Crocus sativus (safran), insan beyninde amiloid β birikmesini inhibe edebilir ve bu nedenle Alzheimer hastalığında faydalı olabilir.

 Depresyon kovucu Safran !

 Safran, beyindeki glutamat ve dopamin seviyelerini doza bağımlı bir şekilde arttırır ve bu şekilde depresyonu önler. Ayrıca yoksunluk sendromunu azaltmak için opioid sistemiyle etkileşime girer. Safran, hafif-orta dereceli depresyon semptomlarının tedavisine yardımcı olabilir, çalışmalarda neredeyse anti depresanlar kadar etkili bulunduğu gösterilmiştir. Alzheimer, serebral hafıza bozuklukları ve şizofreni de oluşan hafıza problemlerini hafiflettiği, sedasyon özelliği de olduğu literatürde vardır (Pitsikas, 2015; Khazdair ve ark., 2015).

Safran,  fluoksetin, imipramin ve sitalopram gibi mevcut antidepresan ilaçlara benzer antidepresan özelliklere sahip olmasına rağmen, daha az bildirilen yan etkiye sahiptir.

Safran kalbi korur !

Düzenli safran kullanılması, kalp hastalıkları için risk faktörlerini azaltabilir. Deneylerde safranın antioksidan özelliklerinin kan kolesterolünü düşürebileceğini, kan damarlarının ve arterlerin tıkanmasını önleyebileceğini göstermektedir (Sadeghnia ve ark., 2017). Safranın iskemik kalp hastalığını korumadaki rolü de biyokimyasal ve histopatolojik bulgularla gösterilmiştir (Sadati ve ark., 2016).

Safran obezite düşmanıdır !

 Safran , vücut kitle indeksi (VKİ), bel çevresi ve yağ kütle değerlerinde azalma yapmıştır (P <0.001).  Özellikle koroner arter hastalığı olan hastalarda safran ( krosinin )‘ın, anti-obezite özelliğinin olması  çok değerlidir. Düzensiz atıştırma, sizi obez yapabilirken, Safran kullanımı iştahınızı azaltarak, vücutta tokluk hissi uyandırarak gereksiz atıştırmalarınızı önlemeye yardımcı olabilir. Safran almak, iştahı, vücut kitle indeksini (BMI), bel çevresini ve toplam yağ kütlesini önemli ölçüde azaltmaya yardımcı olabilir.

Safran Şeker hastalığının kovucusudur !

 Safran, yapılan deneylerde kan şekeri seviyelerini düşürebilir ve insülin duyarlılığını artırabilir ( insülin direncini azaltır ). Safran, diabetes mellitus ve bunun vasküler komplikasyonlarına karşı ek bir tedavi olarak kullanılabilir.

Safran (Crocus sativus Linn.), kanser önleyici, iltihap önleyici ve ateroskleroz önleyici görevler üstlenebilmektedir.

 Safran‘ın, glikoz alımını ve AMPK (AMP ile aktive edilmiş protein kinaz) / ACC (asetil-CoA karboksilaz) ve MAPK’lerin (mitojenle aktive edilmiş protein kinazlar) fosforilasyonunu güçlü bir şekilde arttırdığı görüldü.

AMPK, safran‘ın iskelet kası hücrelerinde glikoz alımı ve insülin duyarlılığı üzerindeki etkilerinde önemli bir rol oynar.

 Safran ve insülinin tedavide birlikte kullanılması,  insülin duyarlılığını daha da iyileştirmiştir.

 Safran, cinsel istek azalmasını önler !

Afrodizyaklar, libidonuzu ( cinsel istek ) artırmaya yardımcı olan yiyecekler veya takviyelerdir. Safran takviyesi almak, hem kadınlarda hem de erkeklerde erektil işlevi, libido ve genel memnuniyeti önemli ölçüde iyileştirmiştir.

Safran, zararlı serbest radikalleri etkisiz hale getirmeye yardımcı olan antioksidanlar bakımından çok zengindir. Serbest radikal hasarı, kanser gibi kronik hastalıklarla da yakınen ilişkilendirilmiştir. Bu etki aynı zamanda cilt , kemik iliği, prostat, akciğer, göğüs, serviks kanserlerinde belirgindir.

Safrandaki ana antioksidan olan krosin, kanserli hücreleri
kemoterapi ilaçlarına daha duyarlı hale getirebilmektedir.

Kaynaklardan edinilen bilgilere göre, kronik inflamasyon kanserlerin başlıca nedeni olabileceği düşünülmektedir ve yaşlanma sürecini de hızlandırır, ayrıca diyabet, kardiyovasküler ve otoimmün hastalıkların da etiyolojisinde önemli rol oynar, DNA hasarı yapabilir.

İnflamatuar süreç, oksidatif strese neden olur ve hücresel antioksidan kapasiteyi azaltır. Aşırı üretilen serbest radikaller, hücre zarındaki yağ asitleri ve proteinlerle reaksiyona girerek bu yapıların fonksiyonlarını kalıcı olarak bozar. Serbest radikaller, birçok hastalık için predispozan bir faktördür.Böylece kanser ve yaşa bağlı bozuklukların nedeni olan mutasyonlar ve DNA hasarı oluşur.

Crocus sativus’daki krosin, mide ve kolorektal kanser hücrelerinin büyümesini engeller, hücre proliferasyonunu inhibe eder ve apoptozu indükler, konsantrasyona bağlı bir şekilde, hücre döngüsünün G0 / G1 evresinde duraklamasına neden olur (D’Alessandro ve ark., 2013).