Diyabet değil, artçıları öldürür !
Diyabet , toplumun yaklaşık %15’ini etkileyen ciddi bir rahatsızlıktır, yaş arttıkça görülme sıklığı %30’lara kadar çıkmaktadır. Diyabetin en önemli komplikasyonları : Böbrek hastalığı, retinopati, periferik nöropati gibi mikrovasküler komplikasyonlar olmakla birlikte ; koroner arter hastalığı, felçler, periferik arter hastalıkları gibi makro vasküler komplikasyonlardır. Diyabetin, buradan da anlaşılacağı üzere en önemli komplikasyonu vasküler yani damarsal ( damar tıkanıklığı, damar yırtılması vs. ) komplikasyonlardır.
KÖRLÜĞE GİDEN YOL, RETİONOPATİ !
Özellikle çok sinsi gelişen Retinopati , körlük vakalarının önde gelen bir nedenidir. Diyabetli hasta grubunun neredeyse %30’u Retinopati komplikasyonu gösterir. neden sinsidir ? Çünkü hastalar başlangıçta asemptomatiktir ( bulgu vermez ), vakalar biraz ilerleyince uçuşan cisimler görülmesi, daha da ilerleyince bulanık görme ve görmede bozulma gibi belirtiler ortaya çıkar. Makro anevrizma tutulmaları arasında kanamalar, Retina ödemi, göz muayenesinde ise pamuk yünü lekeleri görünümü, venüs halkaları ve Makula ödemi bulunmaktadır
Bu nedenle diyabet olan herkesin, geniş ve kapsamlı göz muayenesini her yıl olması gerekmektedir.
BÖBREKLER SESSİZCE ÖLÜR !
Diyabetik böbrek hastalığı en az Retinopati kadar sinsi bir komplikasyondur, hastaların en az yarısı 20 yıl şeker hastalığı emareleri gösterdikten sonra böbrek rahatsızlığı geliştirmektedir. Genelde son evre böbrek vakalarının %40’ı diyabet nedeniyledir. Bu nedenle diyabetli hastaların en az yılda bir kez idrarda albümin baktırmaları, tahmini Glomeruler filtrasyon hızı ( GFR ) ölçtürmeleri, kanda Üre ve kreatinin değerlerine baktırmaları şarttır.
HİSLERİN KAYBI , BACAK KESTİRİR !
Diyabetin en sık görülen komplikasyonlarından bir tanesi de nöropatidir ( hissizlik, sıcak soğuk, batma duygularının hissedilememesi ). Diyabet hastalarının yarısında, hafif veya ileri derecede nöropati mutlaka vardır, bu nedenle diyabet hastalarının nöropati yönüyle de en az yılda bir kez muayene edilmeleri gerekmektedir. Bu muayenede sıcaklık algılaması, iğne ucu hissi testi gibi testler de hastaya uygulanmalıdır.
Nöropati ileri vakalarda diyabetik ayak ülserlerine hatta daha ileri vakalarda ise Ampütasyon’un yapılmasına ( ayak, bacağın kesilip vücuttan atılması ) bile neden olabilmektedir. O nedenle senede bir kere nöropati muayenesi, hastayı ileri bir Ampütasyondan kurtarabilir.
Hastanın diyabeti kontrol etmesinde eksiklik göstermesi, sigara içmesi , nasırlarını tedavi ettirmemesi, periferik arter hastalığı, Ampütasyon en önemli risk faktörleri arasında yer alır
KALBİM TEHLİKEDE Mİ ?
Diyabetin toplumda en çok görülen komplikasyonların birisi de kalp damar hastalıklarıdır. Damar sertliği ile beraber olan kalp damar hastalıkları yani, aterosklerotik kardiyovasküler hastalıklar, şeker hastalığı olan kişilerde hem dış etkenlere açık tüm hastalıklara yakalanmayı kolaylaştırdığı gibi, hem de ölüme sebebiyet veren en güçlü nedenler arasındadır. Eğer şeker hastası, doktorunun diyabeti kontrol altına almak için verdiği tedaviyi tam olarak yerine getiremez, şekerini kontrol edemez ise, hipertansiyon ve kanda kötü yağ birikmesi, yani dislipidemi ortaya çıkmasını şiddetli artırır, bu da kalp damar hastalıklarının artmasına neden olur.
O nedenle diyabetli kişilerin kandaki yağ düzeylerini mutlaka risk değerlerinin altında tutması gereklidir.
BİR KANSER EKSİKTİ !
Diyabetli hastaların son zamanlarda en büyük korkularından biri de kansere yakalanma komplikasyonu olmasıdır, yani kanser bir diyabet komplikasyonu olarak gösterilebilir. Özellikle Pankreas, kolorektal, meme, endometriyal ve prostat kanserleri diyabetin komplikasyonlarına en iyi örnektir. Şu unutulmasın ki diyabetli hastalarda kanser görülme sıklığı, olmayan kişilere göre çok daha fazladır ve bu nedenle diyabetli kişilerin mutlaka kanser taramalarına gitmesi önerilir.
YARALAR KAPANMAZ, GEÇ İYİLEŞİR !
Diyabetin en büyük komplikasyonlarından biri de enfeksiyondur. Özellikle ameliyat sonrası meydana gelebilecek enfeksiyonlar, diyabet hastaları için tehlikeli olabilmektedir. Hele de ameliyatlı bölgede enfeksiyon oluşması normal popülasyona göre çok daha fazladır
Pandemi döneminde yoğun bakıma yatan hastaların çoğunun yaşlı ve diyabet hastası olduğu düşünülürse, bu durum daha da bir endişe vericidir.
ALZHEİMER KAPIDA MI ?
Diyabetin son ve belki de ileri yaşlarda, en yaygın komplikasyonu bilişsel bozukluk yani beyin düşünme sisteminin harabiyetidir.
Özellikle Amerika’da tıp otoritelerince tip 1 ve tip 2 diyabetin haricinde, Alzheimer hastalığına da tip 3 diyabet denmesi, bu komplikasyonun en belirgin göstergesidir.
Beyinde bilişsel bozukluk yani beynin normal düşünmemesi, bunamaya ait reaksiyonlar göstermesi, normal topluma göre diyabet hastalarında en az üç kat fazladır ve diyabet hastalarının kendi içinde ise bu oran neredeyse yarı yarıyadır.
Bu nedenle de beynin düşünme gücü olarak bilişsel bir gerileme yani düşünmede ve uygulamada normal olmayan reaksiyonları sergilendiği durumlarda, mutlaka hekim muayenesi yaptırılmalıdır.
Diyabet kendisiyle değil komplikasyonlarıyla hayatımızı güçleştirir, hatta ölüme yol açabilir.