Hani Ayasofya Cami olmuştu ?

Öncelikle sayın Cumhurbaşkanımıza sonsuz teşekkürlerimizi ederiz, Fatih’in kılıç hakkı olan Ayasofya Camii’ni tekrar cami vasfına getirtip, ibadete açtırdığı için.

O muhteşem camii kebir’in içinde iki vakit namazı kılmak nasib oldu bana, elhamdülillah. Önümde Fatih Sultan Mehmed Han varmış gibi kıldım namazlarımı. Muhteşem bir atmosfer var içeride. Öyle bir atmosfer ki 1453 yılına alıp götürüyor tüm namaz kılanları. Bir kez daha sağolasın sayın Cumhurbaşkanım.

Kısa Hikayesi : Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul’un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş Kutsal Bilgelik ( Ayasofya ) bazilika planlı bir patrik katedrali olmuştur. 1453 yılında İstanbul’un Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmesinden sonra, II. Mehmed tarafından kılıç hakkı olarak camiye dönüştürülmüştür. Fetihten sonra şehrin en büyük mâbedi olan Hagia Sophia Kilisesi, Fâtih Sultan Mehmed Han tarafından Ayasofya adıyla fethin sembolü olarak camiye çevrilmiş ve ilk cuma namazı da burada kılınmıştı. Bu sebeple daha sonra fethedilen diğer şehirlerdeki kiliseler camiye çevrildiklerinde en büyüğünün Ayasofya adıyla anılması âdeta bir gelenek haline gelmiştir.

Ayasofya 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile cami olmaktan çıkarılıp, Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlandı. 1934 yılından sonra Ayasofya’ya bilet alınarak müze’ye girer gibi yani müze ziyaretçisi olarak girilebildi.

Ayasofya müze haline geldikten sonra ilk defa 8 Ağustos 1980’de hünkâr mahfili kısmı ibadete açıldı. Bundan kısa bir süre sonra (14 Eylül 1980) restorasyon gerekçesiyle tekrar kapatılan hünkâr mahfili 10 Şubat 1991’de yeniden ibadete açıldı ve Ayasofya kısmen de olsa cami olarak hizmet vermeye başladı.

Uyanışın başladığı 2000’li yıllarda Ayasofya’nın tekrar camiye çevrilmesi için hukukî girişimler başlatıldı. 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle 2005 yılında Danıştay 10. Dairesi’nde açılan ve üç yıl süren dava 31 Mart 2008’de esas yönünden reddedildi ve yapılan temyiz başvurusu üzerine aynı karar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından 10 Aralık 2012’de onandı. Söz konusu karara ilişkin olarak 2013 yılında yapılan karar düzeltme istemi de 6 Nisan 2015’de reddedildi.

2016 yılında Danıştay 10. Dairesi’nde yeniden açılan dava 2 Temmuz 2020’de sonuçlandı ve bu kez Danıştay tarihî bir karar (nr. 2020/2595) vererek 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti ve böylece Ayasofya’nın müzeden tekrar camiye çevrilmesinin yolunu açtı.

Bunun hemen ardından 10 Temmuz 2020 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile Ayasofya’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek ibadete açılması kararlaştırıldı.

Böylece Ayasofya müzeye dönüştürülmesinden seksen altı yıl sonra, 24 Temmuz 2020 tarihinde kılınan cuma namazıyla ve Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi adıyla yeniden ibadete açılmış oldu.

Şİmdi tam da konuya geliyoruz. Bu muazzam ve tarihi camide namaz kılmak, gerçekten sabır istiyor. Çünkü ben bir vakit namaz kılabilmek için dışarıda en az  bir buçuk saat kuyrukta beklemek zorunda kaldım. Bu kuyruk tamamıyle namaz aşkıyla yanıp tutuşan kuyruk olsa, bir gün de beklemeye razıyım ama gel gör ki bu kuyruk ticari kuyruk olmuş. 

Turistik firma mensupları  ve rehberleri, 50’şer kişilik turist gruplarını almış, namaz için bekleyen bizler gibi sufi vatandaşların önüne geçip, hınca hınç camiye girmeye çalışmaları, sırf camiye turistik gezi yapabilmek için ellerine başörtüsü tutuşturulmuş turist kadınlar, bu güzel dini havayı iyice bozmakla kalmayıp, inançlı insanların vakit namazlarına bile yetişmelerine mani olmaktadırlar.

Hani Ayasofya Camiiydi artık ?

Burada büyük bir çelişki var !

Sayın Cumhurbaşkanım ; burada namaz kılmak isteyenlere karşı büyük bir zulüm var.

Ayasofyayı yeniden cami yaptınız, Fatih Sultan Mehmed’in kılıç hakkını, Türk Milletine yeniden hediye ettiniz, minnettarız, şimdi de bu turistik gezi zulmüne bir çözüm getiriniz lütfen.

Eğer Turist olarak da gezmeleri gerekiyorsa birilerinin, başka bir yerden giriş verilebilir ve Cami’nin üst katına çıkmaları sağlanabilir. Aşağı kattaki büyük namaz alanına girmeleri engellenmelidir.

Eminim değerli Cumhurbaşkanımız bu konudan haberdar olduğu takdirde, Ayasofya yeniden rahatça vakit namazlarının eda edilebildiği, tarihi mabed hüviyetine yeniden kavuşacaktır.

Eminim, inşaallah pek yakında !